Çay


 Çay

Çay hepimizin sofralarını güzel rengi ve hoş kokusuyla süsleyen şifalı bir içecektir. Özellikle de bu soğuk günler de içimizi ısıtan, günün her saatinde içebileceğimiz güzel bir içecektir. Hatta çayın tiryakileri bile vardır. bu kişiler çaylarını özellikle kesme, şeffaf bardaklarda kırmızı renklerini seyrederek içerler ve mutlu olurlar. Çay, sabah kahvaltısından tutunda, akşam yemeklerinden sonra bile keyif veren bir içecektir.

Çayın ana yurdu Asya’dır ve çay aslında bir yayla bitkisidir. O yüzden ne kadar yüksekte yetişirse kokusu da tadı da o kadar güzel olur. Ayrıca çay sıcak ama yağmuru fazla iklimleri sever. Çayın Avrupa’ya ve ülkemize 9.yy da giriş yaptığı düşünülmektedir. Yurdumuzda yetişmediği zamanlarda çay ihtiyacı Hindistan’dan karşılanmıştır. Çayın ülkemizde yetişip yetişmeyeceği hakkında ki ilk çalışmaları başlatan ve çay fidelerini ülkemize getiren ilk kişi Zihni Derin’dir. Rize’de ilk çay atölyesini de kurmayı başarmıştır. Çayın ülkemizde ki bugünkü durumu ise fabrika adedi oldukça fazladır. Fabrikanın fazla oluşu ve çayın çok üretilmesi, ülkemizde çayın ne kadar önemli ve tüketilen bir içecek olduğunu göstermektedir. Ayrıca Zihni Derin’in çalışmalarını ve çabalarını unutmayan resmi kuruluşlar, ilk çay fabrikasına onun adını vermişler ve önüne de büstünü dikmişlerdir.

Biraz da çay bitkisinin özelliğinden bahsetmek gerekirse ülkemizde yetişen çay, yani Rize çayı  Birmanya’da yetişen darjelling cinsindendir. İçtiğimiz çay, bu bitkinin incecik dallarının en uç kısımlarındaki filiz halindeki tomurcuk ile onun altındaki 2 yapraktan oluşur. Çaycılıkta buna 2,5 yaprak denilir ve bu yapraklar mayalanma kurutma gibi bir sürü işlemlerden sonra eleklerden elenerek çeşitli kalitede çay elde edilir. En ince elenen çay en iyi çaydır. Şuan günümüzde çay tarımı sadece Rize ilimizde değil, Samsun ilimizin Fatsa ilçesine kadar genişletilmiştir.

Sağlık bakımından çayı değerlendirmek gerekirse, özellikle de sabah çayının, idrar söktürücü özelliği olduğunu biliriz.bu yüzden sabahları 3-5 bardak çay içmenin hiçbir sakıncası yoktur. Ayrıca çay bir yaprak olduğundan ve her yaprakta olduğu gibi Klorofil maddesi bulundurduğundan, çay da demir de vardır. Çünkü bu madde zengin bir demir kaynağıdır. Vücudumuz ve kanımız için de demir gerekli bir madendir. Çayın bir de ishal kesici etkisi vardır. Fakat, çayda bulunan Tein maddesi, vücuda canlılık verdiği için, geceleri içilen fazla çay da uykusuzluğa sebep olabilir o yüzden geceleri kahve gibi çayı da tüketmemeye özen gösterin. Ama çayın etkisinin kahveyle aynı olmasına rağmen, vücuda sağlık açısından önemli hiçbir sakıncası bulunmamaktadır.

Çay Türk mutfak kültüründe çok önemli bir yer tutar.Her saatte  misafir ağırlamada  çayın ikramı bir gelenektir.İnsanlar bir arada olmak adına çay partileri  beş çayı isimler altında hoş sohbetler ederler  bazen de çay bahane sohbet şahane denir. Tüketim alanlarında kahvehanelerin vazgeçilmezidir,Lüks lokanta ve otellerde çay da  sadece bilinen ince belli çay bardağında içilen çayın dışında  başta yeşil çay olmak üzere birçok aromatik bitkilerin çaylarından tutunda(rezene, kuşburnu, elma ,papatya nane limon ,melisa,ekinezya, böğürtlen vb. gibi) kurutulmuş meyve kurularından hazırlanan çay köşeleri kurulur. Çay başlı başına bir sıcak içecek lokomotidir. Batıda ne kadar kahve  öncelikli ise Orta doğu ,oryantal kültürde çay değişilmez bir sıcak içecektir. Çay ve su her sağlık diyetin de önerilir düzenli dengeli tüketildiğinde vücuda faydası var zararı yoktur. Güzel günlerde çay eşliğinde hoş sohbetler dilerim.

Özlü sözler:

  • “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit”(Tirmizi)
  • Sağlık, Sağlam Kişilerin Baş üstünde Bir Taçtır, Onu Ancak Hasta Olan Görür.(Arap Atasözü)