Yaşamdaki Kazanımlarımız
Yaşamdaki KazanımlarımızYaşanmışlıklar, karşı taraf için ne ifade eder bilinmez, bilinen tek şey kişinin yaşadığından çıkardığı derstir. Biz bunun adına tecrübe diyoruz. Tecrübe, gelecek için insanın zırhı gibidir. Ancak, yaşanırken acı-tatlı, mutlu-mutsuz hikayelerle de hafızalarımıza kazınır.
Tecrübeler insanları olgunlaştıran, hayat çizgilerinde yol gösteren, dikkatli olmamızı sağlayan, yaşamsal zorlukların yarınlarda, hayatımızı kolaylaştırmaya yarayan birikimlerdir.
Ben de yıllardır meslek hayatımda inanılmaz tecrübeler kazandığımı düşünüyorum. Ama bazıları hoş ve iç açıcı değil. Biz Türk insanı olarak birçoğumuz gerçekten çok duygusal insanlarız. Bu duygularımızla hareket ettiğimizde ve duygularımızı aklın önüne koyduğumuzda sonunda kendimize kızgınlığımız artıyor.
Oysa, kendisi için değil başkaları için yaşayanlar, mutluluğu doğruyu, düşünceyi yönetemezler. Çünkü ,” el ne der” diye hareket edenler başkalarının fikirlerine esir olmuş insanlardır. Unutmamalı ki insan kendisine saygı duymaz ise kimsenin de kendisine saygı duymasını beklememelidir.
Asla başarısız ve olumsuz durumlarla ilgili teslim bayrağını çekmeyin, çünkü insana sadece başarı değil, kaybettiklerimiz ve başarısızlıklarımızda bir öğretidir.
İnsan, önüne bir hedef koyduğu sürece vardır. Bu hedefin adını kişinin kendisi koyar. Ama amacımıza ulaşana kadar yıkılmadan, ses etmeden önümüze çıkan engelleri aşmalıyız.
Örneğin, Ulu önder M. K. Atatürk, belki de birçok insanın tahmin edemeyeceğinden çok sıkıntı çekerek bu güzel ülkeyi bize hediye etti. Ona para yok! dediler bulunur dedi. Düşman çok! Dediler yenilir dedi. Silah yok!dediler,halledilir dedi.ve sonunda hepsi oldu ve Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Yani, hedefimiz olduğu zaman ve o hedefe ulaşmak istediğimiz için sınırları zorladığımızda aşılamayacak sorun yoktur diye düşünüyorum.
Yaşadığım süre içinde çok insanla tanıştım o kadar ki inanılmaz ve farklı farklı karakterler. Öyle ki,pek çoğunun düşündüğüm kadar özel olmadığı , pek çoğunun da küçümsediğiniz kadar boş olmadığı yani, şekilcilik anlayışımız,mevki,makam,kıyafet,eğitim,zenginlik,yoksulluk gibi dereceleri ,insanların kişiliği gibi algılamazsak bizleri yanıltabilir. Yani Nasrettin Hocanın da dediği gibi “Ye kürküm ye” zihniyetinde olmadan. Gerçek olan “ insan olmak kaliteli yaşamak” hayattan ne istediğini bilen, kendisiyle ve çevresiyle barışık olan, tevazu içinde olan, bilgisi, görgüsü, kültürü ile insanlara örnek olabilen insan benim hep saygı duyduğum insan olmuştur.
Yaşadığımız dünya, bir insana göre cehennem bir insana göre cennettir.(Ralp Waldo Emerson)
Hepinize dünyada cennet gibi bir yaşam diliyorum.
Özlü sözler:
- Kral da, dilenci de aynı iştahla acıkın(Montaigne)
- Misafir on kısmetle gelir, birini yer dokuzunu bırakır(Atasözü)