Emek ve Saygı


Emek ve Saygı

Sevgili okurlarım bugün ki yazımda sizlere benim bu mesleğe atılmama sebep olan, bana bu meslekle ilgili birçok şeyi öğreten ve bana bu mesleği sevdiren iki insandan bahsetmek istiyorum. Biri bu hayatta benim en çok kıymet verdiğim insan olan babam ve diğeri ise kayın pederim. Babam meslek hayatında birçok farklı görevlerde bulunmuştur. Büyük elçiliklerin cateringlerini organize etmek,hem aşçılığını hem de servisini idare etmeyi üstlenmiştir.Ondan meslekle ilgili ilk öğrendiklerim hala dün gibi aklımdadır.ilk öğrendiğim yemeklerden biri babamın bana öğrettiği bolonez soslu spagetti. Babamın bana bu meslekte benim için faydalı olan başka bir öğretisi de beni büyük elçilik kokteyllerine götürmesiydi. Orada kokteyl tepsisinin nasıl taşındığını ve kanepe çeşitlerini daha çocuk denilecek yaşlarda öğrendim. Ayrıca Kayın pederim Vahit babanın da bana ilk öğrettikleri dün gibi aklımda ve bugünde meslek hayatımın temel taşlarıdır çünkü  o bu meslekte alakart restoran dediğimiz ve bunun da en lüks konseptinin yöneticisiydi. Örneğin ilk Sezar salatayı ve flambeyi de (ikram sırasında sunulan alevli yemek)  vb. daha nice yemekleri ondan öğrendim. Daha sonra profesyonel olarak salonda nasıl durmam gerektiğini, misafire karşı nasıl hitap etmem gerektiğini de bana Vahit babam öğretmişti. Yani ikisinin de bende emeği çoktur ve ben bu emeklerine sonsuz saygı duyuyorum ve biraz da sizlere benim için değerleri çok fazla olan babamdan ve kayın pederim Vahit babadan bahsetmek istiyorum.

Babamın hayatımda çok özel bir yeri vardır. Bazen hayat her zaman gülmez insana. O güzel gülen kalbi sıcacık babam çocukluk hediyesi olan romatizmanın kalp kapakçığını hastalandırması sonunda gençlik yıllarından itibaren hep hasta hasta hayata tutundu. Güzel insan bizi hiç kimseden ve hiçbir şeyden geri bırakmadı. Babam benim ışığım babam mutlu neşeli hayatı seven evlatları için yaşamış bir insandı. O hiç kötülük kıskançlık bilmedi en önemlisi de bu güzel duyguları bana hediye etti. Canım babam gurbete geldikten sonra çok sıkıntılar çekmiş ama geçim denilen garipliği yokluğu başarısıyla azmiyle yenmişti. Babam için sayfalar yazabilirim. Ancak varlığından güç aldığım onsuz bir yaşamda nasıl yaşanır düşünemediğim hayatta bir soğuk kış sabahı artık onsuzdum. Acı sözcük vardır ya yani yetim kalmıştım. Çocuk değildim hatta ben de bir baba bir ev reisi ve de işimde 100 kişiye ağabeylik yapma sorumluluğu olan biriydim yani güçlü olmak zorundaydım her babasını kaybeden evlatlar gibi. Yıllar geçiyor acı azalıyor ama hasretlik, her geçen gün daha da büyüyor. Babamın yokluğunda hiçbir bayramı Ankara da geçirmedim. Çünkü artık bayramlar benim canımı yakıyordu, acım çok büyüktü ve dağım yıkılmıştı. Babamın acısını kabullenemeden daha kayınpederim, benim için hayatta ikinci baba dediğim Vahit Bey( Ankara’nın en lüks ve en meşhur restoranının müdürü) meslekteki ilk müdürüm, sigortamı ilk başlatan insan 17 Nisan 2004’te çok genç yaşta onu da kaybettik. Oysa Vahit baba, babamın öldüğü gün, vakur görünümlü, o duygu dolu hoşgörü insanı, gözleri yaşlı bir halde yanıma gelerek ve bana sarılarak dedi ki “oğlum babanın yerini tutamam belki ama beni hep yanında, elimi hep omzunda hisset.” İki babamı da kaybettikten sonra ben kıskançlık bilmem ama her gördüğüm baba oğula inanılmaz imreniyorum her gördüğüm yaşlı insanda babamı arıyorum Çünkü onlar emekli hayatını ve de dedeliğini yaşayamadılar. Can sıkıcı duygular biliyorum, ama beni mutlu kılan Allah’ımın cennetinde olduklarına oradan bizi izlediklerine inancım sonsuz. İki turizmci babanın evladı olarak, hem kişiliklerinden hem de mesleklerinden çok öğretiler alarak kendim oldum. “iyi bir karakter, sıra dışı yetenekten daha fazla övgüye değerdir. Birçok yetenek bir dereceye kadar Allah vergisidir. İyi bir karakter ise bize verilmez onu parça parça düşünceler, seçimler, cesaret ve kararlılıkla inşa ederiz.” Tıpkı John Luther’in dediği gibi… Bazen ilkesiz çok saygı duymadığım yetişmiş insanlar gördüğümde hep çocukları gelir aklıma. Acaba onların ileride anlatacakları kahraman babaları olmadan nasıl temiz nesiller yaşar diye, üzülürüm içim acır, atası olmayanın geçmişi olmayanın geleceği olmaz. Babalarım nur için de yatın, melekler diyarında melek gibi yaşayın.

        Özlü sözler:

  • Baba sevgini koru, o sevgiyi kesip atarsan, Allah da senin mutluluk ışığını söndürür.
  • İyi bir adam gördüğünüz zaman onu taklit etmeye çalışın, kötü bir adam gördüğünüz zaman onun kusurlarını kendinizde arayın(Confucius)